Film Restorasyonu mu dediniz ? Önce biraz terminoloji :
Hemen endişelenmeyin. Terminoloji dediysem, akademik kalıplarla çevrelenmiş sıkıcı, teknik bir bilgi bombardımanından bahsetmiyorum. Tam tersine,kolay anlaşılabilir ve mümkün olduğunca eğlenceli olacak.
Lisansüstü uzmanlık alanım olan Film Restorasyonu konusu, hiçbir şekilde tek başına bırakılacak bir kavram değil. İşin göz önündeki, popüler ve görece olarak daha zevkli bölümü olan "restorasyon" aslında, kavramsal olarak "Film Koruma’"nın (Preservation) bir alt başlığıdır. Arşiv literatüründe sıralama şu şekilde olmalıdır :
Kime arşiv denir ?
Restorasyon (yenileme), bir arşiv için, ana hedef olan korumanın alt başlıklarından biridir. Konulu,anı ya da tesbit amaçlı olsun,bir filmi yenileyip, film hakkında tasnif yapıp, kayıtları doğru tutmaz ve bu bilgiyi paylaşmazsanız ve yenileme sonrasında filmi doğru koruma koşullarında saklamazsanız, gerçek arşivcilik yapmış olmazsınız. Aynı şekilde bir filmi çok iyi saklayıp yalnızca kendi deponuzda tutarsanız da bu bir arşivcilik sayılmaz elbette. İster orijinalini, ister kopyasını saklayın, “belge paylaşmayan” bir arşiv, depo olmaktan ileri gitmez.
Ne olursa olsun belgenin orijinali en iyi koşullarda saklanmalıdır !
Restorasyon konusunda ise asıl mesele filmi/belgeyi gelecek kuşaklara aktaracak en güvenilir malzeme üzerine kopyalamak değil bunu yaparken belge orijinalini de korumaktır. Ülkemizde yıllar boyu, sektörel pazarlama ihtiyaçlarının minimum karşılanmasını hedefleyen yapımcılar yüzünden, günümüzde restore edildiği sanılan birçok sinema filminin orijinal negatifleri ya da kopyaları bundan 15-20 yıl öncesine göre çok daha kötü durumda. O dönemin teknolojileriyle elektronik ortama aktarılan filmini, hayatının sonuna kadar pazarlayabileceğini zanneden telif sahipleri, günümüz koşullarında her yıl gelişen kayıt ve yayın sistemleri karşısında ne yapacağını bilemez halde ne yazık ki. Bundan 15-20 yıl önce, film üzerindeki optik görüntüyü 720 x 576 piksel çözünürlükte tarayıp elektronik ortama aktarabiliyorken, günümüzde tarama işleminde 6K – 8K gibi standartlara ulaşmamız mümkün. Bu yüzden ister bireysel, ister kurumsal bir arşive sahip olanların, belgelerini elektronik ortama aktarıp, dijital restorasyon yaptıklarında, orijinal belgelerini de gelecek kuşaklara aktarabilmek için, doğru saklamaları son derece önemli bir detay.
Kopyalar baş tacı orijinaller çöpe !
Elbette tüm bu işlemlerin başlangıcı öncesinde, mevcut arşiv malzemesinin konusunda uzman bir kişi tarafından incelenmesi ve raporlanması çok önemli. Kutuların hatta filmlerin üzerinde yazan bilgilerin her zaman doğru olmama olasılığı var. Tasnif ve raporlama işlemleri, bir uzman tarafından yapılmadığı takdirde, kutu üzerindeki bilgilerin aynı olmasına güvenip beş kutudan birini ayırıp, dört kutuyu çöpe atınca, belki de ayrılan kutu o filmin sessiz kopyası ya da kötü bir kopyası olabiliyor. Bilinçsizce bu işi yaptığını zanneden kişi ise filmin orijinal negatifini çoktan çöpe atmış olabiliyor, ki bu maalesef ülkemizde bir çok kurumsal arşivin başına gelmiş ve tarihsel belleğimizin büyük bir bölümü de çöpe atılmış durumda…
® Şenol Er